tr
Pavel Artemyeviç Levaşov

Esir Bir Rus Diplomatın Gözünden İstanbul

Giv mig besked når bogen er tilgængelig
Denne bog er ikke tilgængelig i streaming pt. men du kan uploade din egen epub- eller fb2-fil og læse den sammen med dine andre bøger på Bookmate. Hvordan overfører jeg en bog?
Pavel Artemyeviç Levaşov, 1763'de Rusya maslahatgüzarı olarak geldiği İstanbul'da 1771'e kadar kaldı. İstanbul'da bulunduğu yıllar Osmanlı-Rus ilişkilerinin belki de en gergin olduğu ve sonunda 1768–1774 Savaşı'nın ilan edildiği bir dönemdi. Savaş ilan edilir edilmez Rusya elçilik çalışanları Yedikule'ye hapsedildi. Levaşov, özgürlüğünü kazandıktan sonra 1771'e kadar süren esaret yıllarına dair hatıralarını kaleme aldı. elinizdeki kitabın ilk bölümünde Levaşov'un esaret yıllarına dair hatıralarını, ikinci bölümde ise İstanbul ve şehirdeki günlük hayata dair kaleme aldığı mektuplarını okuyacaksız. 
Kitap, sizi Levaşov ile birlikte bir taraftan İstanbul sokaklarında gezdirirken, diğer taraftan da en mahrem saray dedikodularına kulak misafiri edecek. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş günlerini başlatan en önemli savaşa giden süreci de esir Rus diplomatın bu hatıralarında okuyacaksınız.
Denne bog er ikke tilgængelig i øjeblikket
155 trykte sider
Udgivelsesår
2012
Har du allerede læst den? Hvad synes du om den?
👍👎

Citater

  • Nurhayat Kılıçhar citeretfor 7 år siden
    İstanbul Türkler’i, Rumlar’ın bütün kötü alışkanlıklarını benimsemiş ve üzüm ve buğday şarabını büyük miktarlarda tüketmektedirler.
  • Nurhayat Kılıçhar citeretfor 7 år siden
    hırka-i şerif adı verilmiştir. Sultan da bu suyu yalnızca önemli kimselere küçük kristal kaplarda dağıttı. Onlar da başkalarına veriyor ve bir yıl boyunca muhafaza ediyorlar. Birçok mucizeyi de buna bağlıyorlar. Bu konuda onlar Hintliler’e ve diğer halklara benziyorlar ki, bu halkların her birinin kendi mucize ve inançları vardır. *4
  • Nurhayat Kılıçhar citeretfor 7 år siden
    konuldu. Avluda Osmanlı silahları için ikinci kez hayır duası okundu. Toplanan kalabalık da belirli aralıklarla “Amin, amin” diyerek okunan duaya katıldı. Daha sonra burada birkaç koyun kurban edildi ve bu tören de böylece sona erdi. Birkaç saat sonra yeniçeri ağasının bunçuğu (sancağı) da asker kışlalarının önüne konuldu.
    18 Şubat’ta müftü suyu takdis etti ve bu suya sultanın değerli hazineleri arasında saklanan [Hz.] Muhammed’in kıyafetlerinin bir kısmı sokulup çıkartıldı. Bu suya, âb-

På boghylderne

fb2epub
Træk og slip dine filer (ikke mere end 5 ad gangen)