tr
Hilmi Ziya Ülken

Felsefeye Giriş – 1

Giv mig besked når bogen er tilgængelig
Denne bog er ikke tilgængelig i streaming pt. men du kan uploade din egen epub- eller fb2-fil og læse den sammen med dine andre bøger på Bookmate. Hvordan overfører jeg en bog?
(1901–1974) İstanbul'da doğdu. Mülkiye'den mezun oldu,1924–33 arasında çeşitli kentlerin liselerinde tarih, coğrafya, psikoloji ve sosyoloji öğretmenliği yaptı. 1933'teki Üniversite Reformu ile İstanbul Üniversitesi'nde görevlendirildi. 1949'ta felsefe profesörü oldu. Sosyoloji Bölümü'nün kurulmasını ve kurumsallaşmasını sağladı.1944–48 yıllarında İTÜ'nün daveti üzerine burada sanat tarihi dersleri verdi. Çalışmalarını uluslararası platformda da sürdürdü. UNESCO üyeliğinin ardından ISA'nın (Uluslararası Sosyoloji Derneği) kurucu üyesi, sonra da başkan yardımcısı oldu ve 1953'te 15. Uluslararası Sosyoloji Kongresi'nin İstanbul'da toplanmasını sağladı. Genç yaşında başladığı, sosyolojiden felsefeye, tarihten edebiyata ve sanata uzanan çeşitli alanları bütünleştiren yayın faaliyetini yaşamı boyunca kesintisiz sürdürdü. Kültür ve düşünce dünyamızdaki etkisi, geride bıraktığı 1300'ü aşkın makale ile aralarında Çağdaş Düşünce Tarihi, Aşk Ahlâkı,20. Yüzyıl Filozofları ve Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü'nün de yer aldığı 70'i aşkın kitapla sürüyor. Ülken'in Seçme Eserleri kapsamında yayınladığımız Ziya Gökalp ve Millet ve Tarih Şuuru'nun ardından üçüncü kitap olarak Felsefeye Giriş'i okurlarımıza sunuyoruz. İki cilt olarak hazırlanan Felsefeye Giriş'te, günümüze kadar yazılmış benzerlerinden farklı olarak bütün bilim ve felsefe konularına temas ediliyor. Problemler ve doktrinler, felsefe ve bilimin tarihi gelişmesi içinde birbirine bağlı olarak inceleniyor. Bu ilk ciltte, felsefenin doğuşu, mantık problemi, bilgi ve varlık kuramları, matematik düşünce, fiziki ve biyolojik bilimler ele alınıyor.
Denne bog er ikke tilgængelig i øjeblikket
361 trykte sider
Har du allerede læst den? Hvad synes du om den?
👍👎

Citater

  • Xuraman Memmedovahar citeretfor 3 år siden
    Lévy-Brühl onlara mantıksız veya “mantıkdışı” düşünce demiyor. Çünkü bu zihniyete sahip cemiyetlerin gelişim göstererek bizim mantıki düşüncelerimize yükselebileceklerini kabul ediyor. Bundan dolayı onları bizim düşüncemizden ancak bir evrim farkı ile ayırmış olmak için “mantık öncesi” (prélogique) düşünce veya zihniyet diyor. Bununla beraber Fransız sosyoloji okulunun kurucusu olan Durkheim çalışma arkadaşının bu fikrine katılmıyor. Ona göre zihnimizin temelini teşkil eden bütün esaslı kavramlar bize ilkellerden gelmektedir. Bizde bir sınıflama fikri olduğu gibi, onlarda da vardır. Bizde sebep fikri olduğu gibi onlarda da vardır. Bizdeki cins ve tür fikirleri gibi onların da kendilerine mahsus cins ve tür fikirleri vardır. Değişme yalnız bunların muhtevasındadır. Bizim sınıflamalarımızın, sebeplerimizin, gerçek (yani tabiattan ve tecrübeden alınmış) muhtevası olduğu halde, onların sınıflamalarının, sebepliklerinin[7] mistik ve sihrî muhtevası vardır.
  • Xuraman Memmedovahar citeretfor 3 år siden
    Mesela, Bororo kabilesinden bir ferde göre bir Bororo kendisini hem bir papağan yani arara, hem bir buğday tanesi, hem de bir Bororo yani kabilenin bir ferdi sayar.
  • Xuraman Memmedovahar citeretfor 3 år siden
    Filozofluk, Aristoteles’in dediği gibi düşüncenin zorunlu çemberidir

På boghylderne

fb2epub
Træk og slip dine filer (ikke mere end 5 ad gangen)