Tanrılar ve Köpekler

görür. Fakat bir köpek, efendisini “Tanrı”sı kabul eder.

Köpekler, doğaları gereği, belirsiz, anlaşılmaz, zekice ve hatta kahramanca yollarla âdeta insanlara taparlar. Efendilerini hadiselerin gerektirdiğinden daha fazla düşünüp severler. Tıpkı “Bay” Haggin’in Jerry için taşıdığı anlam gibi, “efendi” sözcüğünün onlar için ifade ettiği anlam, insanlar için ifade ettiğinden çok daha fazladır. Bir insan, kendini, köpeğinin “efendi”si olarak

genç yaşında tükenmiş bir adam olarak öldü.

günden öldüğü güne kadar günde 1000 sözcük yazma kuralını hiç bozmadı. Edebiyat tarihinin en üretken yazarlarından biri oldu. İçindeki serüven ateşi hiçbir zaman sönmedi. Belki de bu yüzden ülkesinin en ünlü, en çok para kazanan yazarlarından biri olmasına karşın borçtan bir türlü kurtulamadı ve 22 Kasım 1916’da

Jerry, zencilerden nefret etmek için doğmuştu sanki.

Bir insan, kendini, köpeğinin “efendi”si olarak görür. Fakat bir köpek, efendisini “Tanrı”sı kabul eder.

Terrence, acı içinde boğulmasına rağmen, hislerini sessizce yaşıyordu. Ama Biddy’nin etrafında dolanıp durması, onun için endişelendiğinin işaretiydi. Michael ise, yaşanılanlardan oldukça etkilenmişti. Uysalca annesinin yanına oturdu. Suyun giderek artan genişlemesi karşısında öfkeyle havladı. Tıpkı ormandayken, sürünen veya hışırdayan herhangi bir tehlikeli şeyi fark ettiğinde yaptığı gibi. Michael’in hali, Jerry’nin yüreğini sızlattı. Bundan sonra olacakları bilmiyordu. İçine doğansa, başına kötü şeyler geleceğinin kaderinde mutlak bir biçimde yazılı olduğuydu.

Sadece kaşlarını çatıp homurdanmakla kalmazlar, bunun yanında köpeklere taşlar ve sopalarla saldırırlardı.