Birilerinin hayatından akıp gidiyor o küçük anlar, senin içinse tekrarlanmaktan başka şansı yok bu sahnelerin. Bir maskeli balo sananlar var dünyayı. Herkes maskelerini çıkarsın diyorsun; burası bir maskeli balo değil.
Sonra bahar geliyor içine… Tüm şehir ve dostlarımın gözleri de bahar geliyor sana. Peki, otobüsteki bu insanların neden suratı asık? Müdür sana ne ima etmeye çalışıyor? Hüzünlerini nasıl oluyor da kahkahalarla örtüyor arkadaşların? Neden en iyi yaptığımız şey niyetlerimizi saklamak? Ah samimiyet! İşte bu kitap sana yalnızca bunu vaat ediyor. Ve hayaller, hayallerimiz! Ya gerçek olacaklar ya da biz bu uğurda öleceğiz. Olsun, ikisi de güzel…