HAREKETE GEÇME ZAMANI

Çocuklarımıza ve gençlerimize nasıl yaklaşıyoruz? Bütün insanlık tarihinde, yaşamak için şimdikinden daha iyi bir dönem hiç olmadı ve üstelik gelecek bize çok daha güzel günler vaat ediyor. Ne var ki geleceğin dünyasında yaşamanın çok zor olacağı düşüncesi sürekli beynimizi kemiriyor.

Gelecek gerçekten de son derece tuhaf ve öngörülemez bir yer olabilir. Peki, ama yaşanacakları olumlu yönde etkileyemeyeceğimizi kim söylüyor? Bunu pekâlâ başarabiliriz. Çünkü gelecek üzerinde sandığımızdan çok daha fazla kontrol gücümüz var.

Bizi bekleyen geleceği birçok açıdan şekillendirebiliriz. Çocuklarımızı da bunu yapabileceklerine inandırmak zorundayız. Geçenlerde başımdan geçen bir olay, bu inancı yaygınlaştırmanın, çocuklarımızın geleceği şekillendirme becerisini geliştirmenin önemini daha iyi anlamamı sağladı.

Yedi yıldır Rotary Kulüp tarafından düzenlenen yıllık toplantılarda, çeşitli mesleklerden 100 genç yöneticiye bir sunum yapıyorum. Ele aldığım konu, toplumsal katkı meselesi ve bizi bekleyen geleceğin ne kadar soluk kesici olabileceği.

En son sunumumda, dinleyicilerden bazıları yanıma geldi. İyimserlik dolu mesajlarımı dinlemenin kendilerine moral verdiğini söylediler. Böyle yüreklendirici mesajları kolay kolay duyamadıklarını belirttiler.

YENİ NESİL ÇOCUK

Gençler, anne babaları ve çevrelerindeki diğer yakın kişiler de dahil, tanıdıkları tüm yetişkinlerin hep “Her şey kötüye gidiyor, ne olacak bu dünyanın hali?” düşüncesi içinde olduklarını anlattılar. Geleceğin daha güzel olacağına dair pek umut taşımadıklarını, hatta geleceğin bugünden daha beter olacağına inandıklarını söylediler.

Artık bu düşünceyi silmenin zamanı geldi. Yeni nesli korkutan, elini kolunu bağlayan dehşet verici düşünceleri çöpe atalım ve onlara bugün yapacakları tercihlerle güzel bir geleceği nasıl inşa edebileceklerini anlatalım.

Onlara “Gelecekte dünya nasıl bir yer olacak” diye sormak yerine “Geleceğin dünyasını nasıl şekillendirmek istersin” diye soralım. Çünkü ilk soru, gelecek üzerinde bir kontrolümüz olmadığını düşündürüyor. İkinci soruysa tam tersi bir yaklaşım ortaya koyuyor.

Çocuğunuzun ikinci soru üzerinde kafa yormasını istiyorsanız bu kitap tam size göre. Kitap üç ana başlıktan meydana geliyor:

Bu başlıktaki üç bölümde ana hatlarıyla bu becerileri açıklıyoruz.

Birinci Kısım:Çocuklarımızı ne bekliyor? Konuya giriş niteliği taşıyan bu bölümlerde teknolojinin düşünce ve davranışlarımızı değiştirme gücüne ve çalışmayla ilgili tercihlerimizi ne şekilde etkilediğine odaklanıyor, geleceğin çocuklarımıza sunacağı heyecan verici imkân ve fırsatları ele alıyoruz. İkinci Kısım: Temel beceriler. Çocuklarımız, kendilerini bekleyen belirsiz gelecekte hangi becerilere sahip olmalı? Üçüncü Kısım: Olağanüstü bir hayat yaratmanın yolları.

Kitapta verdiğimiz bilgi ve önerilerin girişimcilik, filantropi ve çeşitli projeler vasıtasıyla gündelik hayatta nasıl uygulanabileceğini bu bölümlerde aktarıyoruz.

Bir Çin atasözü der ki “Ağaç dikmek için en iyi zaman bundan 20 yıl önceydi; bir sonraki en iyi zamansa bugündür.” O halde hemen başlayalım.

Levent Göktem

Oversættelser af bøger