Havva'nın Üç Kızı

dünyada birçok şey inanç işi aslında. Bir kitap yazmak. Yeni bir
şehre yerleşmek. Sonunu bilmediğin maceralara atılmak. Hepsi
bir nevi inanç işi. Aşk bu duyguyu perçinliyor. Deli bir esriklik.
Kendi sınırlı varlığının ötesinde biriyle bağ kurmanın güzelliği.

Bertrand Russell’ın bahsettiği üç
temel tutkuyu taşıyor diye düşündüm: Aşk özlemi, bilgi arayışı
ve başkalarının hüzünlerini sırtında taşıma eğilimi.”

Herkesle iyi geçinmek için hava gibi olmak lazım; renksiz,
vücutsuz.

Harikalar Diyarında, 1984, Madde
22, Cesur Yeni Dünya, Lady Chatterley’in Âşığı, Lolita, Çıplak
Şölen, Hayvanlar Çiftliği... Kafka, Bertolt Brecht, Stefan Zweig,
Jack London, Ömer Hayyam, Nâzım Hikmet, Fatima Mernissi. .
Her yere fosforlu kartlar serpiştirdi: “Yasaklandı”,

Kızdığınızı, sinirlendiğinizi
fark ederseniz, lütfen Bertrand Russell’ın şu sözünü hatırlayın:
İnsan bir konuda ne kadar az bilgili olursa o kadar çok
duygusal olur.”

Eğer fikrinizi gözden
geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya
girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla
münazara edebilir.

Bir mutlaklıktan bir başka mutlaklığa, bir katılıktan
bir başka katılığa savrulmak zorunda değiliz. Bir üçüncü yol
daha var! İkilemlerin ötesinde bir başka diyar. Orada
buluşabiliriz.”

s

Niye
bazı insanlar “kökler” ile kafayı bozmuşlardı ki? “Dallar” da
güzeldi mesela. “Yapraklar”, “yemişler” de.

İnanç dediğin bireysel, kişisel, içedönük
ve ömür boyu süren bir seyrüsefer değil miydi?