tr
Zülfü Livaneli

Mutluluk

Giv mig besked når bogen er tilgængelig
Denne bog er ikke tilgængelig i streaming pt. men du kan uploade din egen epub- eller fb2-fil og læse den sammen med dine andre bøger på Bookmate. Hvordan overfører jeg en bog?
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    lırdı ki pençe yapılmaktan altı kalınlaşmış ve topuklarını dürten çivilerin çıktığı eski pabuçlarını sıranın altına saklamak için akla karayı seçerdi. Belki de bu yüzden, para kazandığı zaman dolabını bir sürü pabuçla doldurmuştu. Beğenmediği pahalı olan pabuçları, beğendiği ucuz pabuca tercih ederdi ama bu geziye çıkarken koleksiyonundaki timsah derisi Fratelli Rosetti’lere, klasik Church’lere, zarif Salvatore Ferragamo’lara dönüp bakmamış ve eline geçen bir lastik pabucu geçirivermişti ayağına; aynen spor pantolonu, sırtındaki fanilası ve mavi beyaz çizgili kazağı gibi.
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    Profesör, normal insanların kopuk kopuk çağrışımlar yoluyla düşünmesi gibi değil de sanki bir kitap yazar ya da bir sekretere metin yazdırır gibi düzgün cümleler halinde düşünürdü; yıllar boyu makaleler yazmak, konferans metinleri hazırlamak, televizyon konuşmaları planlamak onda böyle bir alışkan
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    yapması mümkün olmayabilirdi. Aslında vazgeçilmeyecek kadar da güzel bir plandı bu. Düşündü taşındı, sonunda çaresini buldu; daha bölüm başkanının odasına gitmeden önce bardak bar
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    Cemal’in duyduğu dehşetli utanç ve suçluluk duygusuyla dalga geçmeleri, her türlü ayrıntıyla süslene süslene dünyanın en şehvetli hikâyesi haline dönüşen Saf Gelin maceraları ve kendisinin bütün bu cinsel tahrikler karşısında eli kolu bağlı kalarak ve ‘istimna’ yaparsa en büyük günaha gireceğini, kör olacağını söyleyen şeyh babasının korkusuyla her gece rüyası
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    r gece telsizden Memo’nun kendilerine teslim olmalarını söyleyen gevrek sesini ve gerilla arkadaşlarıyla Kürtçe haberleşmesini dinliyor ama kimseye ağzını açıp da bir kelime söylemiyordu. Aslında arkadaşları ve kendisi ölüm tehdidi altındayken bu sırrı saklamak Cemal’e çok ağır geliyordu. Telsizden duyulan
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    er gece telsizden Memo’nun kendilerine teslim olmalarını söyleyen gevrek sesini ve gerilla arkadaşlarıyla Kürtçe haberleşmesini dinliyor ama kimseye ağzını açıp da bir kelime söylemiyordu. Aslında arkadaşları ve kendisi ölüm tehdidi altındayken bu sırrı saklamak Cemal’e çok ağır geliyordu. Telsizden duyulan sesi tanıdığı halde, hiçbir şey olmamış gibi rol yapmak
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    Bölgeye alışkın olmayan gözlerin, uzaktan bakınca orada bir köy olduğunu anlaması mümkün değildi. Dağın yamacına kurulmuş ve topraktan yapıldığı için rengi kıraç araziden ayırt edilemeyen tek katlı evleri, ancak çok yakınına geldiğiniz zaman g
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    adam kalmış. Bir militan kalaşnikofunu doğrultup nişan almış, kadını öldürmeden önce, “Senin adın ne?” diye sormuş. Zavallı kadın titreye titreye, “Ayşe!” demiş. Bunun üzerine militan kendi anasının adının da Ayşe olduğunu söyleyip, “Anamın hatırına seni öldürmekten vazgeçtim.” demiş ve silahı doğrulttuğu yaşlı adama, “Peki senin adın ne?” diye sormuş. Adamcağız da titrek bir sesle, “Vallahi benim adım Ahmet ama köyde bana herkes Ayşe der.” demiş.

    Daha fı
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    orası hiç olmazsa daha sıcak olurdu. Ağıldaki otuz iki koyun ile üç inek ortalığı sımsıcak yaparlardı. Bu izbe çok soğuktu; dişleri takırdıyordu artık ve bu takırtının kapının arkasındakiler tarafından duyulduğunu tahmin ediyordu Meryem.
  • b5786094627har citeretfor 2 år siden
    çevresinin hep büyülü olaylarla dolu olduğunu, herkesin, rüyalarına giren kutsal kişiler, konuşan hayvanlar ve dile gelen ağaçlarla çevrili bir dünyada yaşadığını ama nedense bunların hiçbirisinin kendi başına gelmediğini kavrıyor, buna çok üzülüyordu. Kendisi niye hiç mucizelere tanık olmuyordu acaba? Bir eks
fb2epub
Træk og slip dine filer (ikke mere end 5 ad gangen)