On iki yıl arayla meydana gelen iki yıkım, uluslararası sistemin merkezi güçlerinin yüzleşmek zorunda oldukları sonuçlar doğurdu. Berlin Duvarının yıkılmasından sonra kalıcı ve adil bir dünya düzeninin kurumsal alt yapısı sağlanamadı. Aksine, bölgesel gerilim alanlarında rekabetin kışkırtılması İkiz Kulelerin yıkılması sonrasında yeni problem alanlarını ortaya çıkardı. Kısaca, birinci yıkımın oluşturduğu iyimser atmosferin güç eksenli rekabete kurban edilmesi, ikinci yıkımın kötümser ortamını hazırladı.
Bu iki yıkımın ekseninde yapılan konuşmalardan oluşan bu kitapta, küresel bunalımın felsefi ve stratejik boyutları ele alınmakta; bu bunalımın batı ve doğu toplumlarının yanı sıra Türkiye üzerinde yapacağı etkiler tartışılmaktadır.