Hiç kimseyi, dünyada ve âhirette “Filân dedi ben de inandım ve yaptım” gibi bir mazeret kurtaramaz; “İnsana senin aklın ve iraden neredeydi diye?” sorarlar.
Barış Okanhar citeretsidste år
dönemde ümmet tarikatlara, cemaatlere, çeşitli grup ve mezheplere ayrılmış, her grup Kur’an’ı anlama yerine onun kendi grubunu destekler mahiyette olanlarını almış, aykırı olanlarını ise te’vil etmiştir;
Barış Okanhar citeretsidste år
Yine Muhammed Abduh’a göre “Kur’an’ın anlaşılmasına engel olan en önemli sebep önceki dönemlerde, özellikle III. asırda ilim adamları arasında çıkan ihtilâflardır.
Barış Okanhar citeretsidste år
Daha sonraları ise zaruretten dolayı bunlara cevaz verilmiştir. Bazı selef âlimleri (İlk dönemlere ait bilginler) de Mushafın satılmasını kâğıdının ve yazılmasında çekilen emeğin karşılığı olduğu gerekçesiyle caiz görmüşlerdir ki, doğrusu da budur.
Barış Okanhar citeretsidste år
Selef âlimleri Sahabeye uyarak Mushafın satılması, yazılması, okutulması ve öğretilmesi karşılığında ücret alınmasını doğru görmemişlerdir.
Barış Okanhar citeretsidste år
Bütün Sahabenin ittifakı ve onayı ile kabul edilen bu mushaflar dışında kalan bütün mushafların, cüzlerin ve Kur'ân âyetlerinin yazılı bulunduğu sayfaların imhası -bir rivayete göre de yakılması- emredildi.
Barış Okanhar citeretsidste år
Kur'ân-ı Kerim âyetlerinin bir (Kitap olarak derlenmesi) "mushaf"ta toplanması düşüncesi ilk olarak Hz. Ömer tarafından -Yermûk ve Yemâme savaşlarında çok sayıda Kur'ân hafızının şehid olması dolayısıyla Kur'ân-ı Kerim'in kaybolacağı endişesiyle- ortaya atılmış, Hz. Ebu Bekr de buna kâni olarak Kur'ân âyetlerinin tamamının bir kitapta toplanması işi ile Zeyd ibn Sâbit'i görevlendirmişti. Zeyd, Hz. Peygamber'in vahy kâtibi ve Kur'ân hâfızıdır.
Barış Okanhar citeretsidste år
İslâm'ın mukaddes kitabı Kur'ân-ı Kerim'in isimlerinden biri olan Mushaf, iki kapak arasında toplanan sayfalardan oluşan kitap demektir.